29 Mayıs 2014 Perşembe

HOUSE MD

House (Özgün adı: House M.D.), medikal drama tarzında 16 Kasım 2004 ve 21 Mayıs 2012 tarihleri arasında 8 sezon yayınlanan Amerikan televizyon dizisi. Dizinin ana karakteri olan Dr. House (Hugh Laurie) kurgusal olan New Jersey'deki Princeton-Plainsboro Eğitim Hastanesi'nde teşhis ekibinin başındadır. Dizinin yapımcıları Shore, Attanasio, Attanasio'nun iş ortağı Katie Jacobs'dan oluşmakta ve film yönetmeni Bryan Singer'dır. Dizi büyük oranda Century City'de çekilmiştir. Hugh Laurie bu dizideki Dr. Gregory House rolüyle 2006 ve 2007 yılında iki kez Altın Küre ödülü kazanmıştır.
House hastanede geçen gizem ve dram türünde olan son derece ilgi çekici bir dizi… Dizinin baş rol oyuncusu Hugh Laurie… New Jersey’de bulunan bir hastanede tanı merkezinin başkanı olan House (Hugh Laurie) oldukça zeki bir doktordur. Hatta çevresi tarafından “dahi” olarak nitelendirilmektedir. Pek çok doktor onun departmanında çalışmak istemektedir. House’un kendi bölümüne doktor seçmesi zordur. Çünkü çalışanlarını zorlayan, çoğunlukla onları aşağılayan bir doktordur. En yakın arkadaşı Wilson (Robert Sean Leonard) aynı hastanede Onkoloji Bölümü’nün başkanıdır. Son derece kaba davranan ve duygularını sık sık bastıran House’un hem vicdanı hem de psikologu rolündedir. 
    
    Söz konusu hastanenin yöneticisi olan Cody rolündeki (Lisa Edelstein) onun kural tanımayan hareketlerini sınırlamak ve onu kontrol etmek için elinden geleni yapar. Ancak House söz konusu olan şey bir insanın hayatını kurtarmak ya da özellikle bir gizemi çözmekse kesinlikle kural tanımayacaktır. House yeni şeyler öğrenmek isteyen ve aynı zamanda ilginç sahnelerle dolu ilgi çekici yer yer felsefik bir film izlemek isteyenler için doğru tercihtir.




House ile ilgili...:
Bir de House'un kendine has belli başlı replikleri:
  • Herkes yalan söyler.[Meşhur sözü Everybody Lies]Gerçekler yalanlarla başlar.
  • Gerçekler genellikle yanlıştır.
  • En başarılı evlilikler yalanlar üzerine kurulu olanlardır.
  • İnsanlık fazla abartılıyor.
  • Çalışanların tuvaleti kullandıktan sonra ellerini yıkaması için tabelalar var.Ama sümüğünü koluna silen biri, tuvalet temizliğinde pek iyi bir yerde değildir.
  • Beş değişik doktor, aynı delillere dayanarak 5 değişik teşhis koyabilir.
  • Vakaların onda dokuzunda hastayı muayene etmeye gerek yoktur.("Hastayı muayene edecek misin" diye soran doktora)
  • Acı insana aptalca şeyler yaptırır.
  • Foreman yanlış teşhislerin listesini yapacaksan alfabetik sırayla git.Mantar(Athlete's foot)'a ne dersin hiçbir belirtiye uymuyor.(Sürekli yanlış teşhiste bulunan Foreman'a)
  • Hiçbir anlama gelmeyen 6 belirti vardı, 7 oldular heyecanlandınız mı?
  • Neden bir ikiden basitmiş?Daha azdır, daha yalnızdır ama daha basit midir?
  • Ockham'ın Usturası:En basit açıklama her zaman birinin hata yapmasıdır.
  • Duygular mantıklı kararlar almanızı sağlasaydı duygu olmazlardı.
  • Ölürken elini tutan bir doktoru mu yoksa iyileştiren ama umursamayan bir doktoru mu tercih ederdin?Sanırım ölürken dahi seni umursamayan bir doktorun olması en kötüsü.
  • Evet;Salgınla rastlantı arasındaki fark ortak noktadır zaten("Hastalıklar arasında ortak nokta olmalı" diyen Cuddy'e)
  • Tavsiyen, tıbbi kararları tıbbi gerçeklere dayanarak almaksa, bu o kadar kolay değil.
  • "Hartig" Yahudi adı gibi "Aztreonam"da öyle.Biz de Hartig'ten "vankomisini keselim.("Neden bu ilacı kesiyorsun" diyen doktora)
  • "Zarar vermeyin" diye başlayıp "kürtaj yapmayacağım, uzuv kesmeyeceğim ve maddi durumuna bakmaksızın herkese yardım edeceğim" diye devam eden yemini mi?Evet bir kez okudum ama fazla etkilenmedim.("Hipokrat Yemini'ni okudun mu" diye soran Foreman'a)
  • Hepimiz hata yaparız bedelini de öderiz.
  • Her zaman dediğim gibi takımda "ben" yoktur.Bu takım için "benim" vardır.
  • Son zamanlarda bunu çok yapmaya başladım.Hatalarım yüzünden insanlar yaşıyor.("Yanıldığın için hasta hayatta" diyen Foreman'a)
  • Alçakgönüllülük önemli bir meziyettir.Özellikle sıklıkla hata yapıyorsan.Ama haklıysan kendinden şüphe etmek faydadan çok zarar getirir.
  • Tıp bu şekilde ilerlemiştir.Bazen hastalar iyleşir.Neden olduğu anlaşılmaz ama bir sebep göstermezseniz maaş alamazsınız.
  • Çok çalıştığını düşünüyorsan,evreni yönetmeyi dene.
  • Hastalar yalan söyler.Genellikle her seferde bir yalan söylerler.
  • Sen de benim raporlarımı oku.Bir şeyler uydurmaya bayılırım.("Raporumu oku diyen" polise)
  • O kadar kötüye gitmez.Evlilik gibi.Öldürecek kadar acı vermez ama hayatınız kötüye gider.
  • Ben risk alırım.Bazen hastalar ölür ama buna risk almak sebep olmaz.
  • Araban bozulsaydı bir saat geç kalırdın,iki dakika değil.İki dakika arabanın bozulması gibi zekice bir bahaneyi kullanmak için yeterince geç değildir.(Geç kalmasının sebebi olarak arabasının bozulmasını bahane eden Foreman'a)
  • Gizli kulüpmüş.Gizledikleri nedir?Ne kadar aptal oldukları mı?("Hastanın gizli kulübü varmış" diyen Chase'e)
  • Ama hükümet burayı işgal etmediği sürece buraya demokrasi gelmeyecek.(3 doktorun hastayı taburcu edelim önerisine cevabı)
  • Sorun şu ki,sana güvenemeyeceksem,güvenebileceğim yönünde verdiğin ifadeye de güvenemem.("Bana güvenebilirsin" diyen Chase'e)
  • Güven bana.Sızmasa da başkan olamazsın zaten.Oraya "Beyaz Saray" demelerinin tek sebebi badanasının rengi değil.
  • Hasta iyileşirse ben,ölürse sen haklısın demektir.("Bu tedavi hastayı öldürebilir" diyen Cameron'a)
  • Size öğretilenlerle çeliştiğinin farkındayım ama "doğru" ve "yanlış" gerçekten vardır.Doğru yanıtı bilmemeniz hatta,öğrenmenizin hiçbir yolu olmaması sizi haklı çıkarmaz.Gerçek bundan çok daha basittir:Verdiğiniz karar yanlıştır.
  • İnsanlara öleceklerini söylemenin güzel yanı,önceliklerine odaklanmalarını sağlamasıdır.
  • Hata yapıp bir insanın ölümüne sebep olmak tıbbın doğasında vardır.Bu gerçeği kaldıramıyorsanız başka bir meslek seçin.Ya da okulu bitirdikten sonra öğretmen olun.
  • Yaşarsa haklıyızdır.Ölürse başka bir sebebi var demektir.
  • Ebeveynlerinizin münakaşa etmeleri artık sizi sevmiyorlar anlamına gelmez.
  • Bunu biliyorum.Çünkü insanlar ya iyi,saygılı ve yardımsever olduğu için ya da korkak oldukları için böyle davranır.Sana nasıl davranırsam sen de bana karşı öyle davranırsın.Karşılıklı yok ediş güvencesi.("İnsanlar neden diğerlerine karşı nazik olurlar,biliyor musun?" diye soran Wilson'a)
  • Chase,anneyle ilgilen.Ona gidip TV seyredebileceğini ve ölebileceğini söyle.Fakat,hareketlerinle kızının hayatını kurtarmaya çalışıyorum izlenimi ver.Bu tipik bir doktor davranışıdır.
  • Katolikler doğru söylüyor: Gurur, insanı öldürür.
  • Haklı olduğumu söyledin,çok haklısın.(Kendisine "Haklsın" diyen Cuddy'ye)
  • Teknik olarak açıklaması kendini beğenmişlik.Her şeyin üstesinden gelecek güce sahip olduğuna inanırken her şey benim yüzümden oldu,diyemezsin.
  • Birçok şeyi düzeltebileceğime inanmıyorum.Bu sayede,geceleri acı çekerek uykusuzlukta çekmiyorum.
  • Dünyayı ya olduğu gibi ya da olması gerektiği gibi görürüsün.Herkesin görüpte senin farkına varamadığın şeyse,ikisi arasındaki devasa uçurum.
  • İşler yolunda gitmediği sürece bir türlü mutlu olamıyorsun.Bunun iki manası olabilir;iyi bir patronsun ve asla mutlu olamayacaksın.
  • Birbirimizi sevdiğimizi inkar ederek geçirdiğimiz her dakika başka bir köpek yavrusu gözyaşı döküyor.
  • Akıllı ol, az çalış.
  • Hiç bir şey, her şeyi açıklamaz.
  • Emek olmadan, yemek olmaz.
  • House:Son sözü her zaman kainat söyler. Cuddy:Öyle mi? House:Hayır.Fakat söylemeli.
  • Foreman:Asilce....House:Aptalca...Eş anlamlısı.
  • Herkesin yalan söylemesi, insanoğlunun temel gerçeğidir. Tek değişken hangi konu hakkında olduğudur..
  • İnsanlar hak ettiklerini alamazlar, ellerine geleni alırlar...
  • Hastalara neden yalan söylediklerini sormam, hepsinin yalancı olduğuna inanırım.
  • Öldürmek, yanlış teşhis koymaktan iyidir...
  • Eğer gerçek açıklandığında mucize ortadan kalkıyorsa mucize hiç olmamıştır.
  • Ağrı; yanlış kararlar vermemize yol açar... Ama ağrı korkusu; büyük bir motivasyon kaynağıdır...
  • Sen Tanrı'yla konuşursan dindarsındır, Tanrı seninle konuşursa delisindir...
  • Bu tedaviyi uygularsak tekrar yürümeye başlayacak, ama kendi cenazesine...
  • Eğer beni öldürmeyi ve tecavüz etmeyi düşünüyorsan, lütfen bu sırayla yap..
  • Taub: Virüs 200 yıldan fazla yaşayamaz.
  • House: Sen yaşıyorsun ama.
  • Vuruldum, teşhis etmesi çok sıkıcı.
  • Ya insanlardan özür beklersin ya da onları vurursun; ikisini birden değil... (kendisini vuran kişiye).
  • Tanımadığın birinden nefret edemezsin.
  • Şu anda sadece elimden hiçbir şey gelmeyen konular için endişeleniyorum...
  • Samimi taklidi yapabiliyorsan diğer herşeyin taklidini yapabilirsin.
  • Mutsuz insanlar daha fazla hayat kurtarır.
  • İnsanların daha güvenli araba kullanmasını istiyorsan,hava yastıklarını çıkartıp, boyunlarını hedef alan bir maket bıçağı yerleştir. Kimse saatte 5 kilometreden fazla hız yapamaz.
  • Eğer yalan söylemeyi bilmiyorsan, sana yalan söylendiğini de bilemezsin...
  • Hepimiz ölüyoruz... Hangi hızda ölüyor? (hasta ölüyor diyen doktora).
  • İnsanlar, insanlar hakkında teorileri olan insanlardan nefret eder.
  • Biri hakkında gerçeği öğrenmek istiyorsanız en son kendisine sormalısınız.
  • İnsanı hayvandan ayıran şey; yalandır...
  • Bu yaptığın çok soylu bir hareket, en sevdiğim türden; dramatik ama tamamen boşuna...
  • Sevenlerin tarafından öldürülme ihtimalin yabancı tarafından öldürülme ihtimalinden iki kat yüksek.
  • Bindiğin gemi batıyor bile olsa suda ne olduğunu bilmeden atlamazsın.
  • Hepimiz soruları duymak istediğimiz cevaplara göre değiştiririz.
  • Değiştirebilecek şansım olsaydı, yine aynı şeyi yapardım.
  • Birden fazla neden söylemenin nedeni karşı tarafın duymak istediğini aramaktır...
  • Eminim nefret etmiştir... Hediyeler; bize bir insan hakkında ne kadar az fikir sahibi olduğumuzu gösterirler... Ve hiçbir şey bir insanı yanlış bir değerlendirmeye itilmekten daha fazla sinirlendiremez... (Doğumgününde eşine kazak aldığını söyleyen Doktor Wilson'a...)
  • Dünya dün olduğundan daha kötü bir yer değil.
  • İnsanların kendilerini öldürmelerine karşı değilim, ama bu onları kahraman yapmaz.
  • Üzerine düşünülmemiş yalanlar, hayra alamet değillerdir... Ya vicdan azabından ya da kişisel sebeplerden söylenirler...
  • Hep bana güvenirsin... Büyük hata...
  • İşi bilin, işe gelmeyin...
  • Zaman,her şeyi değiştirir. İnsanlar böyle söylerler.Ama doğru değildir.Bir şeyler yapmak bir şeyleri değiştirir.Bir şey yapmamak herşeyi oldukları gibi bırakır.
  • Gerçek diye bir şey yok.
  • Mutluysan bir şey aramazsın.
  • Hayatın yolunda gidiyorsa işinin yolunda gitmesi gerekmez...
  • Daha az düşün, daha çok eğlen.
  • Eğer gezegendeki acı çeken her insanı düşünseydik,hayat çekilmez olurdu.
  • İnsanlar iyi şeyler yapabilirler.Ama içgüdüleri iyi değilse,ya Tanrı gerçekten yok ya da hayal bile edemeyeceğin kadar zalim.
  • Onun kalbi de motosikletim gibi... Tek başımayken berbat ama tamirciye götürdüğümde harika çalışıyor...
  • İnanç,mantık ve tecrübeyle açıklanmaz
  • Herkesin yalan olduğunu bildiği bir yalan hala yalan mıdır?
  • Sabah uyandığında boyaların dökülmüş, perdelerin gitmiş ve su kaynıyor... Önce hangisiyle ilgilenirsin? Hiçbiriyle çünkü ev yanıyor.. (kendisiyle tartışan doktora)
  • Birileri bazen mutsuz olacak, bunu kabullen... Ben bu sayede mutlu kalabiliyorum...
  • Uçakta mutlu değilsen, aşağıya atla...
  • Normalde komik bir şapka takıp Dünya'nın Güneş etrafında bir tur daha atmasını kutlardım. Bu sene turu tamamlayamayacağını düşünmüştüm ama küçük mavi gezegenimizin sağı solu pek belli olmuyor. (doğum gününü kutlayan Cameron'a )
  • Size iki artı iki kaç eder diyorum, bana yirmi beş değil diyorsunuz... (Tüm gece çalıştıktan sonra "en azından hangi hastalığı olmadığını bulduk" diyen doktora)"
  • Ölen insanlar da yalan söyler. Daha az çalışıp, daha nazik olmayı, küçük kediler için yetimhaneler açmayı dilerler. Eğer bir şeyi gerçekten yapmak istersen yaparsın. Bunu kısa bir söze saklamazsın.
  • Hastalar her zaman kanıt ister; biz burada araba üretmiyoruz, bir garanti vermiyoruz.
  • Kendini beğenmişlik hakedilmelidir.
  • Bir pislik bana pislik olduğumu söyledi.
  • Hiç bir zaman matematikte iyi olmadım, ama neredeyse hiç, hiçten fazladır; değil mi?
  • Hatalar sebep oldukları sonuçlar kadar mühimdir.
  • Sevgiyle nefret arasında ince bir çizgi yoktur.Sevgiyle nefret arasında 5 metre arayla gözcüler yerleştirilmiş Çin Seddi vardır.
  • Burayı terk etmen için seni yıpratıyorum,bunun seni yıprattığını inkâr ediyorsun, Seni yıpratmayı bırakmam için,sen beni yıpratmayı deniyorsun,eninde sonunda burayı terk edeceksin ve sebep olarak da yıpranmanla âlâkasız bahaneler göstereceksin.(ofisine yerleşen Cuddy ye)
  • House:Kafasının içinde bir mermi var.
  • Cameron:Vurulmuş mu? House:Hayır,birisi kafasına mermi fırlatmış.
  • Korkma tedavi edilebilir; ama kaltak olman konusunda elimde birşey gelmez.("Bende vebamı var?" diyen hastaya)
  • Başımız dik yaşayabiliriz ama ölemeyiz.
  • Birbirimizi sevdiğimizi inkar ederek geçirdiğimiz her dakika başka bir yavru köpek gözyaşı döküyor.
  • Hitler de dünyaya iyilik yaptığını sanıyordu.
  • Evrimsel bir zorunluluk olarak ailelerimizi ve arkadaşlarımızı önemsemeliyiz. Geri kalanlara ne olduğunu önemsememek evrimsel bir zorunluluktur. Eğer ayırt etmeden tüm insanları seversek, işlevimizi yerine getiremeyiz. Yani, büyük iyilikseverlerin hepsi en az bizim kadar bencil.
  • Tuhaf güzeldir! Sıradan şeylerin yüzlerce açıklaması olabilir. Tuhafınsa çok zorlasan bir tane.
  • Mesele kasların boyutu değil, kası nereye yerleştirdiğindir.
  • Hayat, bitiş çizgisini ilk kim geçti sorusundan çok daha karmaşıktır.
  • Nelerle yaşayabileceğini bir bilseydin şaşırır kalırdın.
  • Sana biraz antibiyotik vereceğim ve muhtemelen bir süre seks yapmamalısın. Evrimsel temelde düşünürsek, sonsuza dek yapmamanı öneririm.
  • Oğlunun topal olduğunu görmek mutsuz olduğunu görmekten iyidir.
  • İnsanlar aşk olmadan yaşayamayacaklarını söylerler, onlara oksijenin daha önemli olduğunu söyleyin...
  • Ölüm bir neticedir,netice değilse semptom değildir.
  • Kurallar kendi kararlarını veremeyen aptallar için bir kılavuz gibidir
  • House:Babanın bir böbreğe ihtiyacı var.Kız:babamın böbrekleri iflas mı etmiş?House:Hayır 3 böbrekle havasından geçilmez diye düşünüyoruz
  • Wilson: hani herkes yalan söylerdi? House: yalan söylüyordum.
  • Aptal olmamaya çalış.Ben deniyorum.Ama başarısızım
  • Nedenler uyduruyorsan ortada bir neden yok demektir.
  • Protokol, yapmaya çalıştığın ve her seferinde başarısız olduğun şeydir.
  • Eğer egolarımızı dizginlemek adına hastaları tedavi etmeyi reddedersek o zaman tedavi edecek hasta bulmakta zorlanabiliriz...
  • İnsanlar hakkında olumlu düşünmek onları iyi yapmaz.
  • Bu hayatın en büyük trajedilerinden biri; birşeyler hep değişir."
  • Hayat acıtır. Her sabah uyandığım da acı çekiyorum. İşe acı içinde gidiyorum. Kaç defa vazgeçmek istediğimi biliyor musun?
  • "Life is pain" Hayat acıtır.
  • "Everybody Dies" Herkes ölür.
  • Teselli olacaksa söyleyeyim zaten herkes yalnız ölür.
  • Bizler dünyanın üzerinde, sürünen bencil ve basit hayvanlarız. Fakat beynimiz var, ve yeterince çalışırsak, bazen saf kötülükten daha az bir şeyi isteyebiliriz.
  • Dostlar fahişelerden önce gelir dostum.
  • Tebrik ederim, din bir kişiyi daha öldürdü.(Kardeşini kaybetmiş bir kadının eğer organları hastaya verirse kardeşinin ruhi düzeninin bozulacağını söyleyen kadına)
  • Her küçük kız tayı olsun ister. Ta ki arkalarını temizlemek zorunda kalasıya kadar.
  • İki insan seks yaptıktan sonra, eğer berbat olmadıysa ve tekrar yapabiliyorlarsa, yine yapacaklardır. İşte olaylar tam da bu noktada karmaşıklaşır.
  • Yaptığımız her şey bizlere dikte edilmiş hareketlerdir.
  • İyi bir insan öldüğünde dünya üzerinde bir etki yaratmalı. Birileri bunun farkın varmalı ve bunun için üzülmeli.
  • İnsanlar doktorlarının cinsiyetini seçebilselerdi kadın doktorlar işsiz kalırdı.
  • Dünyayı olduğu gibi ya da olması gerektiği gibi görürsün. Herkesin görüp de senin farkına varmadığın şeyse ikisi arasındaki devasa uçurum.
  • Katolikler doğru söylüyor: Gurur, insanı öldürür.
  • Memnuniyet sosyal bir kabul ediştir.
  • Hatalar, neden oldukları sonuçlar kadar önemlidir.
  • Bu sabah sade kahve sipariş etmeme rağmen sütlü getirdiler. Herkes bir şeyleri berbat eder.
  • İlaç bağımlılığı, içki, kumar, hepsi aynı kapıya çıkar. Hepsi beynin haz merkezinden kaynaklanır. Bağımlılık bağımlılıktır.
  • Kötü kuralı yıkma cesareti olan insanlar, asıl kahramanlar onlardır.
  • İnsanlar kendilerini küçük şeylerle ele verir.
  • Ne kadar sadıksan, yalan söylemek için de o kadar sebebin olur.
  • Korku, kıçını her zaman gölgede bırakır.
  • Adalet Bakanlığı verilerine bakılacak olursa idamın ırksal bir cezalandırma biçimi olduğu görülüyor. Siyahi sanıklar aynı cezaya çarptırılan beyazlardan 10 kat daha fazla.
  • Birine zarar vereceğini düşünmezsen, her şey çok daha kolay oluyor.
  • İnsanlar aşkları için çılgınca şeyler yapar.
  • Bilmek her zaman bilmemekten daha iyidir.
  • İnsanlar neden diğerlerine karşı nazik olurlar, biliyor musun? Çünkü insanlar ya iyi, saygılı ve yardımsever oldukları için ya da korkak oldukları için böyle davranır. Sana karşı nasıl davranırsam, sen de bana karşı öyle davranırsın. Karşılıklı yok ediş güvencesi.
  • 16 yaşındaki herkes birilerine bir şey söyler. Aileleri hariç.
  • "Son sözü her zaman kainat söyler."
  • İnsan doğasının en temel gerçeği, herkesin yalan söylemesidir. Tek değişken, yalanın konusudur.
  • Cerrahın birine bacağınızı kesmenin mahzuru olmadığını söylerseniz, bütün geceyi testeresini bilemekle geçirir.
  • İnsanlar dedikoduya bayılır. Kendilerini üstün görürler. Daha güçlü hissederler.
  • Bazen, bazı insanlar gerçekleri öğrendikten sonra umursamaya başlarlar.
  • Umursamamanın daha az acı verdiğini keşfedene kadar acı çektim. Oynadığın maça gelmeyeceğini düşünürsen hayalkırıklığına uğramazsın. Doğum gününde aramasını beklemezsen, haftalarca görüşmeyeceğinizi düşünürsen hayalkırıklığına uğramazsın.
  • Bu konuda yapabileceğin bir şey yok. O senin baban. Ne yaparsa yapsın onu seveceksin.
  • Sevdiğini korumak insanın doğasında var.
  • Erkekler domuzdur. Şişman, zayıf, evli, bekar, yabancı, akraba demeden herkesle seks yaparlar.
  • İnsanlar, Tanrı’ya onları böcek gibi ezmemesi için dua ederler.
  • Sadece inanılmaz derecede sığ, kendine güvensiz bir kadın, yüksek topuklularla bütün gün acı çekmeyi, güzel görünen ve rahat bir ayakkabı giymeye tercih eder.
  • Freud’a göre bir objeye duyulan sevgi, objeye sahip olma isteğinden gelirmiş. İnsanlar objeyi kontrol edemediklerini düşündüklerinde ya da obje onları huzursuz ettiğinde olumsuz davranışlar sergilerlermiş. 8. sınıf öğrencisinin kız arkadaşını yumruklaması gibi.
  • Bir kadına ilgi duymayan erkekler genellikle bunu iyi davranarak örtbas etmeye çalışırlar.
  • Mesele acı değil. Mesele bir başkasına karşı tamamen açık ve zayıf olmak. Birine tamamen güvenmek insanı değiştiriyor.
  • Bağımlıların çoğu aptaldır.
  • İnsanlara öleceklerini söylemenin güzel yanı, önceliklerine odaklanmalarını sağlamasıdır. Onlar için neyin önemli olduğunu, neyin uğruna canlarını bile vereceklerini öğrenirsiniz. Ne uğruna yalan söylediklerini öğrenirsiniz.
  • Hata yapıp bir insanın ölümüne sebep olmak tıbbın doğasında vardır. Bu gerçeği kaldıramıyorsanız, başka bir meslek seçin. Ya da okulu bitirdikten sonra öğretmen olun.
  • İnsanlar ameliyathaneye ne kadar yakın otururlarsa hastalarına o kadar iyi baktıklarını zannederler.
  • Peşinde biri varsa paranoyak değilsindir.
  • Yalan söylemek, yaratıcı bir süreç gerektirir. Gerçeği söylemek çok daha basit bir işlemdir.
  • Normal insanların evlenip çoluk çocuğa karışmalarının nedeni, onları canevinden vuran bir tutkuları olmamasıdır.
  • En başarılı evlilikler yalanlar üzerine kurulu olanlardır.
  • Önemli olan insanların söyledikleri değil, yaptıklarıdır.
  • İnsanlar, en az çabayla en yüksek kazancı sağlayacakları yolları seçerler.
  • Dışarı çıkarsam, bana burnu akan bir çocuk gönderecekler. Burunla 30 saniye, endişeli annesiyle 25 dakika uğraşacağım ve çocuğunda menenjit veya tümör olmadığına ikna olana kadar da gitmeyecek.
  • Vakaların onda dokuzunda hastayı muayene etmeye gerek yoktur. Ama 16 yaşında bir çocuk karabasanlar görüyorsa ailesiyle konuşmak gerekir. Gençlerde karabasanın iki sebebi vardır. Biri travma sonrası stres, diğeri cinsel istismar olabilir.
  • Babaların %30’u başkasının çocuğunu büyüttüklerinin farkına varmazlar.
  • Hastalarla görüşmemenin bir başka iyi yanı: Neye benzediğini bilmezlerse sana bağıramazlar.
  • Seks esnasında vücutta neler olduğunu biliyor musun? Gözbebekleri açılır. Atardamarlar büzülür. Vücut ısısı artar. Nabız ve tansiyon yükselir. Solunum hızlanır ama içeri çekilen hava azalır. Beyin her yere elektrik sinyalleri gönderir, her bezden salgılar fışkırır. Kaslar, vücut ağırlığının 3 katını kaldırıyormuşçasına gerilir ve spazm geçirir. Vahşidir, çirkindir ve pistir. Tanrı inanılmaz zevkli yapmasaydı insanlığın soyu bin yıllar önce tükenirdi. Erkekler sadece bir kez orgazm olabildikleri için çok şanslı. Kadınlarda orgazmın bir saatten fazla sürebileceğini biliyor muydun?Güzellik bizi gerçeğe giden yoldan çıkarır. Bildiklerimiz de hayalarımıza geçirir bir tane.
  • Sizde parazit var. Paraziti sevmeyi öğrenir, ona isim verir, küçük kıyafetler giydirir, parazitlerine oyun arkadaşları bulursun.
  • Koku ve dini simgeler görmek temporal lobda şişme olduğunun belirtisidir.
  • "Artık uzun savaşın kitaplarından bahsetmeyeceğim. Rüzgardan korunmaya çalışan bir dilenci görene kadar dikenli yollarda yürüyeceğim. Sonra adını öğrenene kadar onunla konuşacağım. Kıyafetim kafiyse adını hatırlayacaktır. Bu, onu mutlu kılacaktır. Çünkü geçmişte gençlerin övgülerini ve ihtiyarların ithamlarını çekse de hem ihtiyarlar hem de gençler arasında takdir görmüştür."
  • "Bizi öldürmeyen bizi güçlü kılar" değil mi? Nietzsche de melarsoprol alsaydı, öyle ukalalıklar yapmazdı.
  • Hem iyi, hem de dengeli bir insan olmak imkansız.
  • Analık içgüdüsü her zaman mantıksızdır. Bu yanlış olduğu anlamına gelmez. İçgüdünün tanımı bu.
  • Bu yüzden büyük insanlarız. En iyileriyiz. Hayatta başka her şeyden geri kalıyoruz. Evde bir bardak içki ve bir öpücükle bizi bekleyen bir kadın yok. Bu bize ters. Bu yüzden Tanrı mikrodalgaları yarattı. Ama bittiyse, bitmiştir.
  • Evsiz, genellikle deli ve fakir sözcüklerinin kibarca söylenişidir.
  • Mantıklı görüşler genelde dindar insanlar üzerinde işe yaramaz. Aksi halde hiç dindar insan olmazdı.
  • Bir maymun ne zaman kırmızı bir meyve görse diğerleri yemeden yemez. Maymun gördüğü şeyi yapar. Hepsi bundan ibaret.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

DEXTER

Dexter, ilk olarak 1 Ekim 2006'da Showtime kanalında gösterilmeye başlayan Amerikan drama dizisidir. Dexter Morgan (Michael C. Hall), Miami Metro Polis Departmanı'nda kan sıçrama analizcisi olarak çalışan, aynı zamanda bir seri katil olarak gizli bir hayat sürdürüyor. Miami' de geçen hikaye Jeff Lindsay'in Dexter romanlarının ilki olan Darkly Dreaming Dexter romanından uyarlanmıştır. Sonraki sezonları Lindsay' in romanlarından bağımsız olarak yapılmıştır. Dizinin ilk bölümünü yazan James Manos tarafından televizyona uyarlanmıştır.

Dexter dizisi geniş eleştiriler ve popülerlik kazanmıştır. Showtime dörüncü sezonda bugüne kadar en çok izlenen bölümüne imza atmıştır, 2.6 milyon izleyici ile rekor kıran dizi 13 Aralık 2009 tarihinde kendi sezon finali yayınlandı. Michael C. Hall, Altın Küre de dahil olmak üzere Dexter rolüyle birçok ödüle layık görüldü ve adaylık aldı. 8. sezonun galası 3 milyon izleyici ile şimdiye kadar Dexter'daki en çok izlenen bölüm oldu.

Ocak 2013'te, Showtime Dexter'in sekizinci sezonunun 30 Haziran tarihinde başlayacağını duyurdu. Nisan 2013 yılından itibaren devam eden spekülasyonlar ardından, Showtime sekizinci sezonun Dexter'ın son sezon olacağını açıkladı ve 23 Eylül 2013 tarihinde yayınlanan final bölümü ile izleyicilerine veda etti.

DEXTER'LA TANIŞIN...
KARANLIK DÜŞLERİNE ŞAHİT OLUN.

Gündüzleri adli tıp polisi, geceleri ise seri katil, üstelik ikisinde de çok başarılı. Bir katili bir başka katilden daha iyi kim anlayabilir! Öldürme arzusu dışında insani duygulardan yoksun doğan Dexter, ahlaki değerleri olan bir seri katil: Sadece yasaların elinden kaçmayı başaran canileri öldürüyor.

Üç yaşında öksüz ve yetim kalan Dexter, bir polis tarafından evlat edinilmiş. Yeni babası, Dexter'ın karakterindeki karanlık tarafı çok geçmeden fark etmiş ve onun önü alınamayan şiddet arzusunu, insan öldürenleri öldürmeye kanalize etmesini sağlamış. Bunun sonucunda Dexter, hem seri cinayet işleyenleri hem de kanundan yakasını kurtaran diğer katilleri kendine hedef olarak seçmeye başlamış. Dexter Morgan içindeki müthiş öldürme arzusuna karşın, günlük hayatta insanlarda hayli sakin, iyi huylu ve kendi halinde bir adam izlenimi bırakıyor. Sempatik görünümü sayesinde, kimse onun böyle bir "karanlık tarafı" olabileceğinden şüphelenmiyor

Dexter, şaşırtıcı olay örgüsüne ve kahramanına rağmen, ilk bölümünden itibaren en sevilen diziler arasında yerini aldı. Bu başarıda, iki kez Altın Küre ve oyuncuların meslek kuruluşu SAG ödülüne aday olan, televizyon eleştirmenlerinin En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Michael C. Hall'un da büyük payı var. Dexter, sizi bir katilin zihninin kanlı derinliklerinde dolaşmaya çıkarırken, Six Feet Under'dan tanıdığımız Michael C. Hall onu sempatik ve karizmatik kılarak bütün etik anlayışınızı değiştirecek. Onunla bağ kurarsanız kendinizi suçlu hissetmeyin.

Dizideki diğer bir tanıdık simaysa, Dexter'ın sevgilisi Rita rolünde, Joss Whedon'ın "Buffy the Vampire Slayer" ve "Angel" dizilerinde Darla'yı oynayan Julie Benz.



Dexter ile ilgili...:

Bir de her defasında hiç sıkılmadan izlediğim jenerik :))

REVENGE

Revenge ABC tarafından Amerika'da yayınlanan televizyon drama dizisidir. Alexander Dumas'ın Monte Kristo Kontu adlı kitabından esinlenerek oluşturulmuştur. Madeleine Stowe ve Emily VanCamp başrolü paylaşıyorlardır. 21 Eylül 2011'de yayınlanmaya başlanmıştır. İlk sezonu Amerika'da Çarşamba akşamı ekrana gelmiştir, 2. sezondan itibaren Pazar günleri yayınlanmaya başlamıştır. Dizi şu anda sezon arasındadır, abc kanalından 4. sezon onayını almıştır.Sezon başlangıç tarihi daha sonradan açıklanacaktır.

ABC tarafından 3. sezonda Ashley Madekwe (Ashley) ve Connor Paolo (Declan)'ın kadroda yer almayacağı doğrulanmıştır ve Ashley Madekwe sezonun ilk bölümünde diziden ayrılmıştır. 3. sezonda dizinin başrolüne Victoria'nın 16 yaşında üvey babasından dünyaya getirdiği Patrick rolünde Justin Hartley dahil olmuştur.
Amanda Clarke, küçücük bir kızken babasının FBI tarafından götürülmesine tanıklık ediyor ve yıllarca babasının, içinde 246 Amerikalının bulunduğu uçağı düşüren teröristere para aktaran bir vatan haini ve katil olduğunu zannediyor. Amanda, 18. yaş gününde öğreniyor tüm gerçekleri. O zamana kadar hayatını ıslah evinde ve hapishanelerde geçiriyor. Başta Victoria ve Conrad Grayson olmak üzere, babasına tuzak kuranların kim olduklarını öğrendiği andan itibaren iki seçeneği kalıyor, ya ondan hayatını çalanları affedecek, ya da tek tek hepsinin hayatlarını mahvederek intikamını alacak. O intikam almayı tercih ediyor ve yıllar süren araştırmalardan ve çalışmalardan sonra, kimliğini Emily Thorne olarak değiştirerek yaşadığı yere geri dönüyor. İlk hamlesi ise hayatını ondan alan insanların arasına karışmak oluyor. Tıpkı bir avcı gibi, Emily, her bölüm bir kurbanına odaklanıyor ve bölüm boyunca mükemmel zekasıyla tuzaklarını kurmaya başlıyor. Sonuç ise kaçınılmaz, en azından şimdilik. Bölüm sonunda, elindeki her şeyi bir andan kaybeden “zavallı” kişinin resminin üzerine kırmızı kalemle çarpı işareti koyarak yeni hedefine odaklanıyor. Yeni sezonda destekleyicilerin çoğunu kaybeden Emily'nin intikam planlarına bakalım kim yardımcı olacak?



Revenge ile ilgili...:

99 FRANCS

Frédéric Beigbeder’in reklam şirketinde çalıştığı sıralarda yazdığı kitaptan uyarlanan film, reklam dünyasını hedef alan eleştirel bir film. Octave dünyanın hâkimidir;
Octave reklâm metni yazarlığı yapmaktadır. 
Yarın ne isteyeceğinize bugün o karar verir.
Onun için, insan bir üründür, tıpkı diğer ürünler gibi.
Octave dünyanın en büyük reklâm ajansında çalışmaktadır: Ross & Witchcraft, nam-ı diğer La Ross.
Paraya para demez, etrafı kızlarla çevrilidir ve kokainin hasını kullanır.
Yine de içi rahat değildir.

İki olay Octave'ın hayatını altüst edecektir. Ajansın en güzel kızı olan Sophie ile yaşadığı aşk ve reklâm filmi satmak için gittiği süt ürünleri devi Madone şirketindeki bir toplantı. 
Yetenekli Octave, aklını oynatır ve bu büyük reklâm kampanyasını sabote ederek kendisini yaratmış olan sisteme isyan etmeye karar verir.

Octave, ajans patronlarının pazarlık ettiği Paris, antidepresan etkisi altında reklâm filminin çekildiği Miami, Saint-Germain-des-Près ve Orta Amerika'nın bilinmeyen bir adası arasında altın kafesinden kurtulmayı başarabilecek midir?



99 Francs ile ilgili...:

ALL THE KING'S MEN

Steven Zaillian yönetimindeki film, 1949 yılında Robert Rossen tarafından yönetilmiş aynı isimli filmin yeniden çevrimi. İlk filmin, En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu da dahil üç dalda Oscar kazandığını, aynı zamanda Robert Penn Warren imzalı romanın da Pulitzer ödüllü başarılı bir roman olduğunu belirtelim. Ayrıca film bünyesinde Sean Penn, Jude Law, Kate Winslet, James Gandolfini, Mark Ruffalo, Patricia Clarkson ve Anthony Hopkins'ten oluşan muhteşem bir kadro barındırıyor.

Filmde Sean penn politikaya girmek istiyen emekli bir öğretmendir.Ancak seçimi yönlendiren büyük insanların elinde kukla olucaktır.Bunu daha sonra fark eden Sean penn halka halkın dilinden bahseder ve eyelat secimlerinde o güne kadarki en büyük fark ile seçimi kazanır.Daha sonra kahramanın çabuk parlayan polikita hayatı beklenmedik bir şekilde sonuçlanır.



All The King's Men ile ilgili....:

MAD MEN

Mad Men, Matthew Weiner tarafından yaratılan Amerikan televizyon drama dizisi. Yapımcılığı Lionsgate Television tarafından üstlenilen dizi, ABD ve Kanada'da kablolu yayın kanallarından AMC tarafından gösterilmektedir. 19 Temmuz 2007 tarihinde başlayan dizinin 7. sezonuyla ekranlara veda edeceği açıklandı. Dizinin yapımcısı Matthew Weiner, daha önce The Sopranos dizisinde yaptıkları gibi son sezonun iki parça halinde yayınlanacağını açıkladı.

Madison Avenue, New York'taki kurgusal Sterling Cooper adlı reklam şirketinde yaşananları yansıtan dizi, 1960'lar Amerikası'nda geçmektedir. Dizide üst düzey reklam şirketi yöneticisi Don Draper (Jon Hamm) ve hayatındaki insanlar konu edilmektedir. Ayrıca 1960'lar Amerikası'ndan günümüze meydana gelen sosyal değişiklikler gözler önüne serilmektedir.

Dizi ilk 5 sezonda 1959-1965 arası olayları konu alırken, 6.sezonda 1968 yılı anlatılmıştır. Dönemin içerisinde olan Kennedy Suikasti, Martin Luther King suikasti, Vietnam Savaşı, siyahilere eşitlik gibi pek çok konu anlatılmıştır.

Dizi şimdiye kadar dört Altın Küre ve on beş Emmy Ödülü'nün de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.

REKLAMIN ALTIN ÇAĞI, PİYASANIN DAHİ ÇOCUKLARI... Kim olduğunuzun, ne istediğinizin ya da neyi sevdiğinizin hiçbir önemi yok. Her şey elinizdekini nasıl pazarladığınızla alakalı. İşte The Sopranos'un Emmy ödüllü yapımcı ve yazarı Matthew Weiner'den gerçeğin nasıl satılabileceğine dair kışkırtıcı bir dram. 1960'ların New York'unda geçen Mad Men, sizi herkesin bir şeyler sattığı ve hiçbir şeyin beklentiniz doğrultusunda gerçekleşmediği sürprizlerle dolu bir dünyaya, reklamcılığın güçlü ve görkemli "Altın Çağı"na götürüyor. Egonun hüküm sürdüğü bu dünyada esas oyuncular satış sanatındaki ustalıklarını sergilerken, bazen satışa çıkan kendi özel yaşantıları olacak. Mad Men'de olaylar reklam gurusu Don Draper etrafında dönüyor ama sektörde yerini korumak o kadar kolay değil.



Mad Men ile ilgili...:

SCARFACE

Yaralı Yüz (İngilizce: Scarface), 1983 yapımı Brian DePalma'nın yönettiği, Al Pacino'nun başrol oynadığı suç ve drama filmidir. Aynı isimli 1932 yapımı Yaralı Yüz'ün serbest uyarlamasıdır. Senaryosu Oliver Stone tarafından yazılmıştır. 1980'li yıllarda Miami'de, Kübalı bir mülteci olan Tony Montana'nın (Al Pacino), suç dünyasında yükselişini ve açgözlülüğünü konu almaktadır.

Film, Türkiye'de 2 Aralık 1985'te yanlış bir tercümeyle Sicilyalı ismiyle vizyona girmiştir fakat Tony Montana Kübalıdır ve filmin Sicilya ve İtalyan mafyalarla hiçbir bağlantısı yoktur. Bu hata sonradan düzeltilmiştir.

Film, 1984 Altın Küre Ödüllerinde üç dalda aday gösterilmiştir. Al Pacino, Tony Montana rolüyle en iyi aktör dalında; Steven Bauer, Manny Ray rolüyle en iyi yardımcı aktör dalında ve Giorgio Moroder en iyi müzik dalında aday gösterilmiştir fakat hiçbiri ödül kazanamamıştır. 

Film IMDb'de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 250 filmi arasında 112. sırada yer almaktadır. 

(Filmin yeniden çekileceği söylentileri dolaşsa da bu konuda henüz net hiçbir bilgi yoktur.)

Fidel Castro, Küba’da istenmeyen rejim muhaliflerine Amerika’ya göç etme hakkı tanır. Küba’ya göç edecek olan binlerce insanın içerisinde azılı suçlular ve akıl hastaları da vardır. Bu azılı suçluların en bilinenlerinden Tony Montana da yakın arkadaşı Manny Ribera ile Miami’ye göç eder. Montana kendisini ülkenin uyuşturucu babalarından biri olan Frank Lopez’in kanatlarının altında bulur. Montana’nın ise geldiği yerlerden daha yükseklere ulaşmak yönünde oldukça iddialı ve cesur hedefleri vardır. 1932 tarihli kült filmin Brian De Palma tarafından yeniden çevrilmiş hali olan Scarface’in senaryosunu Oscar’lı yönetmen ve senarist Oliver Stone yazdı. Tony Montana’yı ise Al Pacino canlandırıyor.



Scarface ile ilgili olarak...:

LEON: THE PROFESSIONAL

Léon (orijinal adı: Leén the Professional), Luc Besson tarafından yazılan ve yönetilen 1994 yılı Fransa yapımı bir filmdir. Filmin başrollerinde ise, bir mafya tetikçisini canlandıran Jean Rêno, ailesi öldürüldükten sonra bir tetikçi tarafından himayeye alınan 12 yaşındaki bir genç kızı canlandıran Natalie Portman (onun ilk filmidir), yolsuz bir DEA ajanını canlandıran Gary Oldman ve tetikçilik işleri yaptırır.
Kusursuz bir katil. Masum bir kız. Birbirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamış. Erkek sessizce hareket ediyor. Duygusuzca öldürüyor. İz bırakmadan yok oluyor. Zayıf noktasını ise sadece... 12 yaşındaki bir kız biliyor. 12 yaşında New York’ta yaşayan bir kız olan Mathilda üvey ailesinin yanında sevimsiz bir yaşamı paylaşmaktadır. Babası, iki taraflı oynayan bozulmuş polis Norman Stansfield için uyuşturucuları saklamaktadır. Mathilda’yı kaçıp gitmekten tek alıkoyan küçük erkek kardeşidir. Bir gün, Stansfield ve adamları sudan bir sebepten, tüm ailesini katlettikleri zaman, o sırada alışverişte olan Mathilda şans eseri hayatta kalır ve en çok ihtiyacı olduğu sırada Léon’un dairesine saklanarak kendini kurtarır. 12 yaşındaki kız, kısa süre içinde Léon’un sıradışı mesleğini keşfedecek ve küçük kardeşinin intikamını almak için bu profesyonel katilden yardım isteyecektir. Babalık yapmak işlerinde ve arkadaşlıkta olabildiğine deneyimsiz olan Léon Mathilda’yı beladan uzak tutmak için ümitsizce çabalar. Sonunda bir katil, bozulmuş bir polis ve masum küçük kızın ekseninde dönen hikaye doruğa çıkarak yönetmen Luc Besson’un en iyi filmlerinden birinin öyküsünü oluşturur.



Leon: The Professional ile ilgili...:

Eeeee filmle bağlantılı olarak bunu da paylaşmasak olmaz....


AMERICAN GANGSTER

American Gangster yönetmeni Ridley Scott olan 2007 yapımı film.

Film ABD ve Kanada'da 2 Kasım 2007'de 3,054 sinemada gösterime girmiş ve açılış haftasında 43,565,115 $'lık gelir elde etmiş, böylelikle haftalık box office listenin ilk sırasında yer almıştır. Ayrıca film Denzel Washington ve Russell Crowe'un diğer filmleri içinde en iyi box office açılışına sahip olan filmidir. 6 Ocak,2008 American Gangster ABD'de 129,496,000 $ diğer ülkelerde ise 63,232,494 $ ve toplamda 192,728,494 $ hasılata ulaşmıştır.

2007 yılında En İyi Film-Drama, En İyi Aktör-Drama (Denzel Washington) ve En İyi Yönetmen dallarında (Ridley Scott) Altın Küre'ye aday gösterilmiştir.2008 BAFTA Ödülleri'ne En İyi Film, En İyi Özgün Senaryo, En İyi Müzik (Marc Streitenfeld), En İyi Sinematografi (Harris Savides) ve En İyi Kurgu (Pietro Scalia) olmak üzere 5 dalda aday olmuştur.

New York’un önde gelen suç patronlarından birisinin şoförlüğünü yapan Frank Lucas’ın varlığından patronu ölene kadar hiç kimsenin haberi yoktur. Ancak patronunun aniden ölümü üzerine kendi imparatorluğunu kurmak ve Amerikan Rüyası’nın kendine özgü versiyonunu yaratmak için gereken açık kapıları keşfeder ve kolları sıvar. Frank Lucas, zekâsı ve katı çalışma ahlâkı sayesinde kısa sürede Harlem bölgesindeki uyuşturucu ticaretinin kontrolünü eline geçirir.


American Gangster ile ilgili...:

27 Mayıs 2014 Salı

3 IDIOTS

3 Aptal, İngilizce adıyla 3 Idiots 2009 yapımı bir Bollywood filmidir.

Film Hindistan'ın en iyi mühendislik okulundaki üç arkadaşın dostluklarını ve hayatını anlatırken eğitim sistemini eleştirmektedir. Hindistan'da tüm zamanların en yüksek gişe rekoru ve hasılat yapan filmidir. Daha önce yine bir Aamir Khan filmi olan Ghajini tarafından elde edilen en yüksek gişe rekoru, bu film ile kırılmıştır. Film, yurtdışı pazarında da en yüksek hasılat yapan bollywood filmidir. Filmin başrol oyuncuları: Aamir Khan, Kareena Kapoor, Sharman Joshi, Boman Irani ve Madhavan'dır.Sistemin daima yarış üzerine kurulu olduğu, herkesin en iyi olmaya çabaladığı bir okulda sistemi değiştirmeye çalışan bir öğrenci ve onun en yakın 2 arkadaşı. Başlarından geçenler, hayattan aslında ne istedikleri.Ranco karakterinin başrol oynadığı film dram ve komedi türünü en iyi şekilde harmanlayıp bize öğretici bir film olmakta...



3 Idiots ile ilgili...:

SAFE HOUSE

Matt Weston, Cape Town kentinde, düzenli ama sıradan bir hayatı olan genç bir CIA ajanıdır. 1 seneyi aşkındır görevli olduğu merkezde dört duvar arasına kısılmış biçimde, saha tecrübesi edinemeden zaman geçirmektedir. Kendini kanıtlayacağı bir görevi dört gözle beklerken, karşısında on yıldır kaçak olan eski CIA ajanı Tobin Frost'u bulur. Frost istihbarat biriminin en ünlü operasyon adamlarından biriyken, CIA'ye sırt çevirmiş ve para karşılığı orduya ait gizli sırları, dosyaları rakip ülkelere satmaya başlamıştır. Hatta Kuzey Kore’nin Amerika'ya karşı elinin güçlenmesinde büyük rol oynamıştır. Şimdi yakalanan Frost, Weston'ın çalıştığı ve "safe house" olarak adlandırılan merkezde sorguya çekilir fakat en güvenli olması beklenen bu bölge, beklenmedik biçimde paralı askerler tarafından basılır. Canlarını son anda kurtaran yeni ikili kendilerini kimin öldürmek istediğini buluncaya kadar en güvenli ve güvenilir yere kaçmak zorundadır.


Safe House ile ilgili...:
Ekşi Sözlük

Filmin etkileyci müziği(bence):

25 Mayıs 2014 Pazar

BIG FISH

Büyük Balık (Orj: Big Fish) , Tim Burton'ın yönettiği John August'un yazdığı 2003, ABD yapımı fantastik drama filmidir. Daniel Wallace'ın Büyük Balık: Efsanevi Ölçülerde Bir Roman adlı romanından uyarlanan filmin başrollerinde Ewan McGregor, Albert Finney, Billy Crudup, Jessica Lange, Alison Lohman, Steve Buscemi, Helena Bonham Carter ve Danny DeVito yer alır.

Will Bloom (Crudup), babası Edward (Finney) ile hiç konuşmadan geçirdiği üç yılın ardından Alabama'daki ailesinin yanına döner. Ölmek üzere olan Edward hayat hikâyesini kendi eşsiz, abartılı ve tamamen fantastik olaylara dayanan üslubuyla anlatmaya başlar (bu geriye dönüşlerde Edward'ın gençliği McGregor tarafından canlandırılır).

Filmin, babasının ölümüyle birlikte projeyi alan, Tim Burton'dan önce, ilk olarak Steven Spielberg tarafından yönetilmesi planlanmıştı. Büyük oranda Alabama'da çekilen film Burton'ın Makas Eller ve Hayalet Süvari gibi filmleri kadar gotik tonlar içermez. Eleştirmenler filmi Burton'ın başyapıtı olarak göstermişlerdir. Ayrıca film dört dalda Altın Küre'ye ve Danny Elfman'ın özgün bestesiyle de bir dalda Oscar'a aday oldu.

William, babası amansız bir hastalık nedeniyle ölüm döşeğinde olduğu için, evine geri döner. Babasını yakından tanımak için, renkli bir kişiliği olan adamın gençliğinde yaşadıklarına dair öyküler toplamaya başlar. Babasının, gençliğinde gezgin bir satıcıyken yaşadıkları bir bulmacanın parçaları gibi yerine oturacak ve anlaşılması güç olan adamın yaşamını en masalsı yönüyle zaferleri ve zaaflarıyla ortaya çıkaracaktır.


Big Fish ile ilgili....:

ETERNAL SUNSHINE OF THE SPOTLESS MIND

Oscar kazanmış 2004 yapımı film.

Yönetmenliğini Michel Gondry'nin üstlenmiştir. Senaryosunu Michel Gondry, Charlie Kaufman ve Pierre Bismuth birlikte yazmıştır. Kaufman ve Bismuth En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü'nü kazanmıştır. Filmin başrolünde Jim Carrey ve Kate Winslet yer almaktadır. Kirsten Dunst, Mark Ruffalo, Tom Wilkinson, Elijah Wood, Jane Adams ve David Cross da filmde rol almıştır.
Joel Barish (Jim Carrey)'in eski sevgilisi Clementine (Kate Winslet) yaşadıkları iki yıllık ilişkiye dair tüm anılarını gizemli tıbbi bir müdahale ile kafasından sildirir. Bunu öğrenen Joel çok üzülür ve aynı prosedürü kendi üzerinde uygulatmaya karar verir. Bütün anılarını sildirmek için derin uykuya yattığında, gözlerinin önünden Clementine ile yaşadığı günler geçer. Joel aslında Clementine'i unutmak istemediğini anlar ve müdahaleyi durdurmak için çabalar.


Eternal sunshine of the spotless mind ile ilgili....:

REQUIEM FOR A DREAM


Bir Rüya İçin Ağıt (İngilizce: Requiem For A Dream) 1978 tarihli Hubert Selby, Jr.'ün romanından, 2000 yılında sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Darren Aronofsky'nin yaptığı ve başrollerini Ellen Burstyn, Jennifer Connelly, Marlon Wayans ve Jared Leto'nun paylaştığı bir trajedi filmidir. Ellen Burstyn bu film ile 2000 Akademi Ödülleri En İyi Aktris ödülüne aday olmuştur.
Sara Goldfarb, tv bağımlısı dul bir kadındır. Oğlu Harry ise kız arkadaşı güzel Marion ve uyuşturucu dağıtıcısı Tyrone'la takılan madde bağımlısı bir çocuktur. Sara, bir tv şovuna çıkmaya hak kazanır ve çok heyecanlıdır. Ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek için kilo vermeye çalışır ve diyet haplarından kullanmaya başlar. Diğer yandan Harry ve arkadaşları, hiç durmadan eroin ve kokain kullanmaya devam etmektedirler. Bu bağımlılıklar zamanla aileyi bir felakete sürükleyecektir.


Requiem for a dream ile ilgili...:

PERFECT SENSE

Tüm dünya duyularını bir bir yitirirken onlar aşık oldular... Kadınlara bağlanmakta sorunları olan yetenekli yemek şefi Michael, soğuk görünümlü güzel doktor Susan ile tanışır.
Susan uzun bir süredir kendini işine adayıp özel hayatından vazgeçmiş, Michael ise kadınlarla ciddi ilişki kurmaktan kaçınmıştır. İkisi de birbirlerine karşı daha önce deneyimlemedikleri derin duygular hissederken, tüm dünyada insanların duyularını sırayla yok eden salgın bir hastalık baş gösterir.İnsanlık sonuna yaklaşırken aşk tüm bu engellere rağmen hayatta kalabilecek midir?




Perfect Sense ile ilgili...:

24 Mayıs 2014 Cumartesi

THE BIG BANG THEORY

The Big Bang Theory veya kısaca TBBT, Chuck Lorre ve Bill Prady tarafından yaratılmış Amerikan durum komedisi. İlk kez 24 Eylül 2007'de CBS'de yayınlanmıştır.

Kaliforniya'nın Pasadena şehrinde geçen dizi beş ana karakter etrafında gelişiyor: Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde çalışan iki üstün zekalı ev arkadaşı olan deneysel fizikçi Leonard Hofstadter ve teorik fizikçi Sheldon Cooper, garson ve oyunculuğa hevesli sarışın karşı komşuları Penny, Leonard ve Sheldon'ın doktorası olmayan uzay mühendisi tuhaf iş arkadaşları Howard Wolowitz ve yine aynı yerde çalışan astrofizikçi Rajesh Koothrappali. Bu dört erkeğin bilime ve bilim kurguya olan ilgileri ve zekaları, Penny'nin sosyal beceri ve normal davranışlarıyla yan yana gelince komik sonuçlar doğuruyor. Ayrıca 3 yardımcı oyuncu bazı bölümlerde ana oyuncu olarak dizide yer almıştır: Üniversiteden iş arkadaşları ve hem Leonard hem de Howard'ın eski sevgilisi Leslie Winkle, Penny'nin çalıştığı şirkette part-time garson olarak çalıştığı sırada Howard'la arkadaş olan mikrobiyolog Bernadette Rostenkowski ve bir çevirimiçi arkadaşlık sitesi aracılığıyla Sheldon ile tanışan nörobiyolog ve bir nevi Sheldon'ın kadın versiyonu Amy Farrah Fowler.

Prodüksiyonu Warner Bros. Television ve Chuck Lorre Productions tarafından yapılan dizi,2009 yılında Televizyon Eleştirmenleri Derneği tarafından en iyi komedi dizisi seçilmiş ve Jim Parsons da canlandırdığı Sheldon Cooper karakteri ile komedi dalında bireysel başarı ödülü almıştır.

Dizinin müziği Barenaked Ladies adlı grup tarafından yazılmıştır. Şarkı, evrenin büyük patlamadan bu güne değişimini anlatır. 9 Ekim 2007'de 1 dakika 45 saniyelik versiyonu yayınlanmıştır.

En büyük zevkleri kuantum fiziğine kafa yormak olan üstün zekalı iki arkadaş, güzel bir kızla karşılaşınca ne yaparlar? The Big Bang Theory, işte o karşılaşma anında gerçekleşen büyük patlama ve sonrasını anlatan bir komedi dizisi... Okullarda "inek" olarak tabir edilen öğrencileri hatırlarsınız. Kafalarını kitaptan kaldırmazlar, derslerden daha önemli bir hadise yoktur hayatlarında ve ilerleyen yıllarda ya matematikçi olurlar ya da fizikçi. Bazıları şansı yaver giderse bilim dalında Nobel ödülü bile alabilir. Ama gelin görün ki insanlarla daha doğrusu karşı cinsle ilişkilerin denklemini bir türlü çözemezler. The Big Bang Theory, tam da böyle iki arkadaşın öyküsünü anlatıyor. Leonard ve Sheldon adlarındaki iki arkadaşın oturdukları apartmanda yan dairelerine yeni bir komşu taşınır. Adı Penny olan bu komşu güzeller güzeli bir sarışındır. Üstelik maceralı bir ilişkiden daha yeni sapasağlam ayakta çıkmıştır. Penny, zekaları gereğinden fazla ilerlemiş, ancak kızlar konusunda oldukça geri kalmış bu yeni iki komşusuna hayat hakkında öğretebileceği bir şeyleri olduğunu düşünmektedir. Yaşanacak olanlar da zaman içinde onun ne kadar haklı olduğunu gösterecektir.


The Big Bang Theory ile ilgili....: